20 Şubat 2013 Çarşamba

Cemre gelsin ben de geliyorum!

Gri bir şehrin karmaşık yapılı, malzemesi eksik hissini veren yine gri renkli binasında dışarıda yağmur mu dolu mu yağdığını baksak bile kestiremediğimiz günde, bulunduğumuz odadaki anlam veremediğimiz borudan akan su sesi eşliğinde iki kadın ve bir erkeğiz.
                          _resimlerindeki gibi değilsin aslı diye başladı dialoğumuz. Sonra mülksüzler ve mutluluk mimarisinden başladı üçlü bir konuşma. Arada monologlar yaşandı ve dert etme potansiyelimizi tartıştık.  Bilmediğimiz bir yere yolculuk başladı ve fondaki müzik tasarlandı zihinlerde. Farklılıklarımızı belirterek benzer yönlerimiz konuşuldu dilimiz döndüğünce. Sıradan günlerden bir gün aslında bugün de öylesine, beklentilerimize gömüldüğümüz günlerden biri sadece. Ben esir almayı seven insanlardan olduğumu anladım bir kere daha bugün. Sevdiğim bir müzik tınısının bana hissettirdiklerini yanımdakiler de aynı şekilde hissedebilsin, sevdiğim bir filmi mutlaka sevdiklerim de benle izlesin, benim gibi izlesin, beni anlasın, bir anlık yaşanan bir olaya benim gibi baksın yapsın anlasın...sın sın sın istiyorum. Aynı şeyi anda yaparsak aynı hazzı yaşayabileceğimizi mi düşünüyorum ya da bu hazzın  katlanarak artacağına mı inanıyorum? yok yok şu sıralar fazla düşünüyorum bak ben hep bunu yapıyorum esir almam yetmiyormuş gibi beklenti de yapıyorum..
                        Ben şimdi tekrar özüme dönüyorum, iki dakikalığına da olsa inmiş olduğum çocukluğumdan çıkıp yanınıza geliyorum. Hele şu gri havalar gidip cemre hava-su- toprak inişini tamamlasın söz veriyorum ben de normale dönüyorum.
                          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder