29 Eylül 2015 Salı

İş yerinde Psikolojik Zorbalık: MOBBING


İş yerinde psikolojik taciz, iş yeri zorbalığı anlamında kullanılan bir kavram olan ‘mobbing’; günümüz çalışma yaşamının en önemli ve sıklıkla karşılaşılan sorunlarından önde gelenidir. Mobbing kavramı, ilk dönemlerde, yalnızca bir takım hayvan gruplarının birbirine olan baskı ve zorbalığı olarak ifade edilse de zamanla çalışma yaşamındaki kişiler arası ilişkilerde üstlerin astlarına, eşit statüdeki iş arkadaşlarının birbirlerine olan zorbalıklarında ya da az rastlansa da astların üst pozisyonlarındaki bireylere uyguladıkları psikolojik tacizi ifade etmek amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Literatürde ‘mobbing’olarak geçen bu kavram, ülkemizdeki araştırmalarda ‘yıldırma, yıldırkaçır, bezdirme, psikolojik taciz, psikolojik zorbalık’ kavramlarıyla araştırmalara konu olabilmektedir. Ülkemizde, özellikle 2000li yılların ortalarında iş ve çalışma koşulları hakkında yapılan bilimsel çalışmaların artmasıyla birlikte, iş yerlerindeki kişiler arası stresin en önemli nedenlerinden birisi olan mobbing hakkındaki çalışmalar da hızla artmıştır.
İş yaşamında, sistematik bir şekilde, genellikle bir bireye yönelik olan düşmanca, etik dışı ve psikolojik taciz olarak ifade edilen iletişim kurma biçimi olan mobbing’i genel olarak iş ortamında, kasıtlı bir biçimde bir birey ya da gruba yönelik yapılan ve bireylerin maddi ve manevi bütünlüğüne zarar veren olaylar zinciri olarak tanımlayabilmekteyiz. Tacizci (zorba) ve kurban (mağdur) ilişkisinin çalışma koşullarında ‘mobbing’ olarak tanımlanabilmesi için, tacizci ve kurbanın ilişkisinin, ani bir çatışma durumu, anlık bir gerginlik değil; psikolojik zorbalığın uzun süredir devam eden bir saldırı niteliği taşıması, kurbanı işten uzaklaştırmaya yönelik bir stratejinin algılanmış olması ve tacizde kasıt bulunmuş olması gerekmektedir.
Tanısının oldukça güç olduğu Mobbing’de kurban içinde bulunduğu oyunu her zaman algılayamamakta, kendisinde meydana gelen bir takım hastalık ve rahatsızlıklar ile zorbanın kendisine yaptığı davranışlar arasındaki bağlantıyı tam olarak ifade edebilmekte zorluk çekebilmektedir ya da birey; iş yerinde bir takım sorunlardan dolayı yalnızca yakınmakta ancak ekonomik kaygılar iş yerindeki konumunu kaybetme, çalışma yaşamından uzaklaşma kaygıları nedeniyle yaşadığı bu zorbalığa son vermede isteksiz olabilmektedir. Mobbing’ e uğrayan mağdurların genel olarak bir takım özelliklere sahip olduğu bilinmekte, bu kişilerin genellikle iş yerinde popüler ve sevilen, işlerini çalışkan bir şekilde ortaya koyan, güvenilir, dürüst olarak algılanan kişiler olduğu kadar iş yerinde sessiz, hakkını aramakta çekinen, iletişime kolay geçemeyen bireyler de olabileceği bilinmektedir. Çalışma ortamında azınlıkta bulunan bireyler, farklı etnik kültür ya da dinden olan, işe yeni başlayan, bir özrü ya da engeli bulunan ya da güzel, genç olan ve farklı bir giyim tarzına sahip olan bireylerin de genel olarak mobbing’ e uğradığı bilinmektedir. Bu konuda yapılan ulusal ve uluslar arası bilimsel çalışmaların ortak sonucu, diğer şiddet ve taciz mağdurlarından, mobbing’e uğrayan mağdurların daha fazla sayıda olduğu bilgisidir. İş yerindeki psikolojik zorbalıkta amaç, kurbanın kendi rızası ya da başka bir şekilde o işi bırakmasının sağlanmasıdır. Mağdura ilişkin haklarını tam olarak bilmesi uygulaması konusunda gizli ya da açık bir baskı, iş yerinin sunduğu olanaklardan onu mahrum bırakma, kaynakları kullanmada mağdura karşı adaletsizlik durumlarını içeren bu iş yeri terörü olarak ifade edilebilen durum, mağdurda bir takım fiziksel ve psikolojik sorunların meydana gelmesine yol açmaktadır.
İşe yabancılaşan, kendisine yabancılaşan bireyde bir takım somatoform bozukluklar (somatizasyon , ağrı bozuklukları), psikosomatik hastalıklar (cilt problemleri, yüksek tansiyon), uçucu ve uyarıcı madde kötüye kullanımları, depresyon, yaygın anksiyete bozuklukları, travmaya kadar giden psikolojik rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir. İş doyumunda düşüklük, bireylerin psikolojik tükenmişlik yaşamasına, iş yerine gelmede isteksizliğe sürekli rapor alarak işe gelmemeye ve zamanla tacizcinin amacına yönelik olarak yalıtılmışlıkla birlikte işten ayrılmaya kadar giden bir duruma yol açabilmektedir.
İş yerinde kişinin arkasından konuşulması, işi bırakma konusunda imalar yapılması, bireyin iş ortamında görmezden gelinmesi, iş toplantılarında dışlanmaya çalışılması, görüş ve fikirlerinin önemsenmemesi, bireyin itibar ve onuruna yönelik saldırılar, bireyin yapabileceğinden daha fazla iş yükü verilmesi, uzmanlığının ve etkinliğinin dışında işler verilmesi, çalışanın yapmakta olduğu işin gereğinden fazla kontrol edilmesi, yaptığı bir takım hataların abartılması ve defalarca vurgulanması, aşırı derecede alay edilmesi, eşek şakalarına maruz bırakılması, dedikodusunun yapılması, grup yemeklerine davet edilmemesi gibi durumların genel olarak mobbing’e işaret ettiği bilinmektedir.
Mobbing’e uğradığını düşünen bireylerin iletişim becerilerinin güçlü olması, tacizci ile bu durumu birebir konuşması, psikolojik tacize uğradığını diğer çalışma arkadaşlarının da fark etmesini sağlaması ve bu anlamda tanık bulması, tacizcinin üstü konumda olduğu durumlarda insan kaynakları ya da diğer yöneticiler ile iletişim kurmaya yönelmesi, kendisine uygulanan tacizi belgelemeye dikkat etmesi, bu anlamda delil oluşturarak hukuksal yollara başvurması gibi çözümler sunulmakta; bireylerin benlik algısındaki bozulmalar, özgüven yitimi ve benlik saygısındaki azalmaların bireyin ruhsal bütünlüğünü zedeleyebileceği nedeniyle uzmanlardan psikolojik destek alması, iş yerlerinde ise genel olarak demokratik iş bölümü ve dayanışmayı içerek kuralların, rollerin belirginleşmesi, sınırların tanımlanması gerekliliği bulunmaktadır.
Günümüz koşullarında iş yaşamı zamanımızın ve bu şekilde tüm yaşamımızın belki de en geniş alanını kapsamaktadır ve iş yerindeki huzur, işten alınan doyum, çalışma arkadaşları ile uyum içinde olabilme ve sağlıklı kişiler arası ilişkiler bireylerin iş yaşamındaki başlıca gereksinimleridir. Bu sağlıklı çalışma koşulları, kişilerin önce psikososyal açıdan sağlıklı ve kendilerine yeten bireyler olmalarını sağlayarak örgütlerin de başarılı olmasına yol açmaktadır. Örgütlerin bu anlamda çalışan personelin farkındalığı yüksek, uyum ve iş bölümü içinde hareket eden ve iş doyumu alan bireylerden oluşmasını sağlamak için çalışanların özlük haklarını sağlamalı, iş yeri sağlık birimleri sıklıkla ruh sağlığı taramaları yaparak koruyucu ruh sağlığı çalışmalarına önem vermelidir.
Okuyucuların mobbing’e uğramadan sağlıklı koşullarda çalışmalarını diliyor, psikolojik açıdan farkındalık dolu günler yaşamalarını diliyorum.

Uzm. Psikolog Aslı ALPAY GÜNDOĞMUŞ