28 Mayıs 2014 Çarşamba

o hep mutlu olsun

 bir anda telefonum çaldı ve arayan mezun olduktan sonra girdiğim ilk iş yerinden bir arkadaşımdı. Sözü, özü dobra bir arkadaşım. Sana bir şey göndereceğim dedi ve iyi ki telefonum akıllıydı, ona 2006 yılında çizdiğim belki ona bile çizmediğim de öylesine herzamanki gibi karaladığım bir iki tip ve yazışmalarımızın olduğu bir kağıdı saklamış, bana hala sakladığını da ifade etmek istemiş. İşte benim için mutlu olmak için gayet süper bir neden.. Aramasıyla söyledikleriyle memnun etti bitti gitti.
            İyi niyetlerim, dualarım da onun olsun, isterim ki o hep mutlu olsun..


 

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Eringeçimdir

Bu sabah iş yerinde ilk çayımı içmeden çıkardım çantamdan geçen haftalardan kalmış, evden getirdiğim kuru beyaz çiçekleri..Çay fincanımın kenarına yerleştirdim, 'oh dedim ne güzel oldu pek şık di mi'
_ E bunun için mi getirdin bunları dedi arkadaş şaşırdı biraz..

Yapmam gereken bir kaç iş var..İşimle alakalı olanlar ve olmayanlar ama evraklar, hazırlanacaklar..
' Eringeç bir insanım ' diye konuştum durdum bugün hatta dilimizde eringeçlik kelimesinin de olduğunu tartıştık..

Eringeç bir insanım evet ama kurumuş çiçekler meclisten dışarı...


 

12 Mayıs 2014 Pazartesi

annelik duygusu günü!


Kendisini anne hisseden, anaçlık duygusuyla hareket eden, bir bebeğin bir çiçeğin bir kuşun ya da kedi ile köpegin anneliğini yapan, anne olmak için çabalayan, anne olan ya da annesiz bir çocuğun babası olup da ona hem babalık hem annelik yapan herkesin günü kutlu olsun...


 

6 Mayıs 2014 Salı

İçsel Tutuşkanlık

Bu yıl ne kadar da hızlı geçiyor değil mi? 2014'ün son ayları yapmam gereken muhasebeyi şimdiden yapmaya başladım.
Öncelikle bu yıl 30 yaşıma gireceğim için içsel bir tutuşkanlık yaşamaya başladığımı düşünüyorum. İçsel tutuşkanlık terimini açıklamak gerekirse denizde seyreden bir teknede yavaş yavaş deliklerin açılması ve elimdeki kovalarla suları boşaltma eyleminin kişide meydana getirdiği ruhsal gerilim olarak açıklayabilirim. Biraz abarttığımı düşünebilirsiniz aslında . Peki bu durumla nasıl başa çıkacağım..
Sürekli yeni bir şeylerle uğraşmak, kurslara katılmak, Önceden çok beğendiğim herşeyi 'ben de denemeliyim, belki yapabilirim' diyerek uğraşlar edinmek, denemek denemek, adeta zamanla yarışmak..Her ne kadar etraftan bakınca 'heves eden ' konumunda olduğunuz düşünülse de bu tür ilgileriniz sizi daha iyi hissettiren, üreten, eğlendiren kıldığı için kendinizi iyi hissetmenize yol açıyor.
Hayat gerçekten çok kısa! Geçen hafta ismi lazım değil hastalığı şüphesini bir operasyonla sona erdirmiş bir arkadaşın olduğu sohbette bir takım kaygılarımızın, hayal kırıklıklarımızın, bencilliklerin ne kadar anlamsızlaştığı durumlar olduğunu konuştuk. Başımıza olumsuz durumlar, can sıkıcı olaylar, hatta hastalıklar gelmeden hadi şimdi bir nefes alıp düşünelim ve şükredelim ...
Varlığı için herşeye teşekkür ederim. Herkes an'ı nasıl yaşamak istiyorsa istesin bırakalım dursun izlesin, bırakalım üretmeye heveslensin oh elinden gelirse üretip sevinsin...
                                                                                                                       sevildiğinizi bilin!