20 Ağustos 2013 Salı

Doğuştan hastalıklı çocuklar, kardeşlerinin ve yaşıtlarını aksine, annelerine aittir yalnızca ve hep öyle kalırlar..
                                       Ursula K. Le Guin

19 Ağustos 2013 Pazartesi

seviniverdim


 
İnsanın tamamlanması ve uyum içinde yaşayabilmesi için iki kişi olması gerektiği düşü yalan. Nasıl olsa bir gün üçüncü bir kişi çıkıveriyor ortaya. Birtakım desteklerle ayakta duran düzeni, sözde birliği bozacak beklenmedik birisi. Üçüncü kişi bir vesile, gevşemiş mili ekseninden fırlatan bir ivme. İnsanın yitirmeye başladığı benliğini, yeni birinin, çekici bir uyaranın yarattığı heyecanla geri kazanmaya çalışması. Bıkkınlık ve hayal kırıklığını aşmak, hayatın anlamsız boşluğuna renk katabilmek için körlemesine bir uçuş denemesi.... diyor inci aral ..bazen benliğimizde, belleğimizde dolanan ancak kelimelere dökecek kadar bir araya getiremediğimiz düşünce uçuşmalarımızın hazır olduğunu görünce seviniveriyor insan.

kapı

annesinin elini tutup yürüdüğü yollarda önünden geçtiği eski evlerin kapılarını gözleyen ve o evlerin içinde neler olduğunu, nasıl hayatlar yaşandığını merak eden bir çocuk tanıyorum. bazı kapılar epey eskimiş yaşanmışlıktan, rengi sanki su yeşili , üstünde çakılıp çıkarılmış çivi izleri var sanki.. ve adeta gergin bir gecenin sabahında bir bıçak geçirilmiş üzerinden de yarılmaya yüz tutmuş gibi bir kaç çizgisi. eski çamurluk var önünde, sıradan bir eve girişte yıpranmış bir ayakkabı tabanının, ayak altında günün yorgunluğunun ağırlığı olan lakin çamur  sanılan toprağının sıyrıldığı, yaşamı da sıyırıp geçtiği...
geriye dönüp baktığında hiçbir şey göremeyen hepimizden olan bir çocuk tanıdım ben. özlediği belki de o annesinin elinden tutup da gezdiği günlerdeki hayatın tazeliği, merak uyandırması, yaşama ilişkin belki de heyecanı...ama artık ne o eski çocuk kaldı ne de arkasında ne olup bittiğini merak ettiği o eski su yeşili kapı.

belle and sebastian

belle and sebastian! yaklaşık 5 yıl önce keşfettiğim, iyi hissetmemi sağlayan, ne zaman dinlesem sanki uzun bir tren yolculuğunda etrafı seyrederken görmek isteyip hayal ettiğim  yaşam manzaralarımın soundtracklarını hazırlayan müzik grubu..haklarında bildiğim eğlenceli bir müzik grubu olmaları ve adlarını eski bir çocuk çizgi filminden almış olmaları...müzik listemden eksik olmazlar...



http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/24547609.asp

hayat

Hayat kolay olduğunda bile zordur çocuğum. Hayatın kendisi zordur; onu güzelleştiren şey, onun üzerine düşünmektir yalnızca. Hayat boştur! Herkesin her zaman dediği gibi boş! Onu dolduran anlamdır yalnızca. Bizim ona verdiğimiz çeşitli anlamlar. Bazıları hayat anlamından boşaldığında, onun gerçek yüzünü gördüğünü sanır; hayatın görülecek bir yüzü bile yoktur oysa. O kadar boştur işte hayat; sen bir an önce onu kendi anlamlarınla doldurup güzelleştirmeye bak! Ömrünü ancak böyle hayat yapabilirsin!
                                                                                                                           murathan mungan
                                                              

16 Ağustos 2013 Cuma

Olsun varsınlar!

Anneliği deneyimlemeye başladıktan sonra ebeveynlerin pek çok beğenilerinin, çocuklarının zevklerine göre şekillendiğini düşünmeye başladım. Daha önce dinlemeye tahammül edemeyeceğimiz bir müzik parçasının bebeğimizi mutlu edip eğlendirdiğini gördükten sonra dinleyebilirliğimizi artırmaya başlayabiliriz. Hangimiz kulağımıza hatta kimilerinin gözüne itici gelen Psy'ın gangnam style şarkısını sırf bebeği gülümsüyor diye bilinçli olarak açıp dinlemedi. Çocuk programlarından pepee Alpay'dan önce benim için çok itici bir karakterdi belki de ses tonundan rahatsız olmuştum şimdi Alpayla yemek seanslarında Pepee 'nin ekranda olmasını istiyorum hatta telefonumdan videosuna ulaşmaya çalışırken buldum kendimi ancak Alpay'ın dikkatini uzun süre çekemiyor malesef  sadece artık pepeeyi daha sempatik bulmaya başladım eğer Alpay onu çok severse pepee konseptli bir doğum günü hazırlama kıvamına bile gelebilirim. Dışarıya çıktığımızda garanti bankasının önünde en az 10 dak. durabiliyoruz mesela. Nedeni de reklam afişindeki hayvanlar!  o mutluysa sorun yok reklamdaki o tavuğun sesine bile katlanabilirim. Örneğin süt içmeyi de sevmem ama O'nun sağlığı için yeni değiştirdiğimiz sütçünün ineklerine ne yedirdiğini tahmin edemediğim ve sütü kaynatırken neredeyse maskeyle burnumu kapatacak duruma geldiğim sütle de haşır neşir oluyorum.
Başlangıçta bedenimizi zamanla yaşamımızı ve yaşam biçimimizi şekillendiren bebeklerimiz, çocuklarımız hayata ilişkin görüşlerimizi, hayattan zevk alma biçimlerimizi de değiştirebiliyorlar. Olsun varsınlar! Zaten onların varoluş şekilleri mutluluğun kendisi değil mi?

 

meraktan



Sabahın köründe senin orda ne işin vardı diye merak ettim epey. Acaba ev sakinlerinin senden haberi var mı ya da senin onların sana ve senin varlığına ilişkin düşüncelerinden haberdar mısın? bunu daha önce de yapmışmıydın yoksa bu kendini ilk defa deneyimlediğin bir durum mu? Gergin bir halin olduğunu hissetmeseydim görüntülemezdim seni acaba ben görüntülediğim için mi bu kadar gergin bakışlı bu ruh halin..O pencere kenarından nasıl indiğini göremeyecek kadar vakitsiz ayrılmışım ordan belki bir kere daha karşılaşırız bu nereye doğru gittiğimizi bilmeden yaşadığımız hayattan bir şekilde ayrılmadan...

kısırdan farkı

her zaman herşey olamaz insan. kimi zaman vazgeçmek lazım bazılarından. o zamanları doğru ayarlamak önemli olan. biraz ondan biraz bundan biraz şundan . E ne farkın kaldı o zaman o sevdiğim kısırdan