18 Eylül 2024 Çarşamba

Maymunlar Başımı Döndürüyor



 Uzun zamandır kendimle buluşamadığımın idrakine vardım. Kendimle buluşmaktan kast ettiğim de aslında biraz yazmak, kelimelerle bir iki kelam etmek, yazarak alevlendirdiğim hislerimin yaktığı ateşin etrafında toplanıp; ‘akdeniz akşamları’ şarkısı olmasa da yeni bir melodiyle kalbimin sahilinde uyuyakalmak…
Okuduğum bir kitapta Twain’in ‘ niye orada adressiz bir mektup gibi oturuyorsun?’ sorusu ile karşılaştığımdan beri amaç duygumu, amaçsal yönelimleri izlemeye koyuldum. İnsanın düşüncelerini izlemesi, hissiyatını takip etmesi öyle kolay olmuyormuş. Tıpkı ‘gibi’ dizisindeki ünlü düşünür Yılmaz’ın dediği gibi hiçbir zaman insanın kafasında öyle yekpare top gibi parlayan tek bir düşünce de olmuyor. Öyle ki zihnimizde bir düşünce belirdiğinde o düşüncenin de iliklerimize kadar doğru olduğunu hissediyoruz değil mi?
Bir kutup yıldızının konumunun ya da pusulanın ibresinin renkli ucunun kuzeyi göstermesinden emin olduğumuz gibi düşüncelerimizin doğruluğundan emin olamayacağımızı pek geç öğreniyoruz aslında. Uzun yıllardır zihnimdeki oradan oraya zıplayıp duran maymunları seyredaldım. Maymunlarım adeta mantığımı bir top gibi birbirlerine yolluyordu. Bonservisi ödenmiş yeni transfer bir futbolcu gibi mantığımı göğüslerinde yavaşlatıp güçlü sol bacağında birkaç kere sektirip paslaşıyorlardı. Bu düşünce olimpiyatlarında seyirci olarak bulunup yaşadığım olaylardan sonra altın kupayı kaybediyor ancak Nil’in kanatlarım var ruhumda şarkısıyla hala güçlü olduğum yanılsamasıyla ‘otur Aslı sıfır’ ı yaşayan ben oluyordum. 
Bilinçli farkındalıklar, An’da kalmalar, kendiyle buluşmalar, şefkatli zihinler, öz şefkatler, kendi Öz’ünü bilmeler, olumlamalarimgelemeler, frekansını hesaplamalar ve çekim yasaları. Hepsinin niyeti kötü değil aslında, bizi kendimizle buluşturmaya, sevdirmeye, iyilik halimizi sağlamaya çalışırken bir de allaaddin sihirli lambasından Allaaddin’ingelemeyeceğini anladıkları için aslında Alladdin’den de medet ummayı bırakıp cinli lambanın aslında hiç olmadığını idrak ettiklerinden bizim yanımızda olmaya çalışıyorlar. 
James Helmann ’ Yüzyıllardır terapi görüyoruz ama dünya daha kötüye gidiyor ‘ dediği gibi son zamanlarda psikolojiyle ilgilenenlerin sağlıklı olmayan hap tavsiyelerindeki gibi adeta köre yol gösteren şaşılar topluluğu gibi değil miyiz? 
Öngörülemeyen bir dünyaya fırlatıldık ve kendimizi bulmak, varlığın anlamını keşfedip gerçek  benliklerimize  ulaşmak için  yola çıktık. 
Bu yolda çoğu zaman uçurumlarla karşılaşıyorum. Kendi uçurumlarıma bakarken başım dönüyor, şu aralar midem de fazla bulanıyor ancak kendi derinliklerimi de böyle buluyorum ve kendimin patronu olarak yarından ötesi yok zihin  maymunlarımı işten atıyorum.